Termal konfor “termal ortamdan memnuniyeti ifade eden ve öznel değerlendirme ile değerlendirilen zihin durumu” olarak tanımlanır (ASHRAE Standardı 55-2010). Bu çalışmada odak noktası, kişinin içinde bulunduğu ortamda sıcaklık temelli nasıl hissedeceğinin modellenmesidir. Termal konfor simülasyonu, çevre ile insan vücudu arasındaki enerji korunumunu ifade etmektedir. Vücudumuzla çevre arasında olan ısı kazanım ya da kayıpları, şekilde gösterildiği gibi radyasyon, taşınım, iletim, solunum ve buharlaşma yoluyla gerçekleşmektedir. Enerji dengesi denklemini basit bir şekilde ifade etmek gerekirse;
M-W=E+R+C+K+S
M; metabolik ısı üretimini, W, harici iş yaparak ısı üretimini, E; buharlaşmayla, R; ışınımla, C; konveksiyonla, K; iletimle ısı transferini gösterirken, S ise vücutta depolanmış ısıyı ifade etmektedir.
İç ortam termal konfor sonuçlarının değerlendirilmesinde birçok metot kullanılmaktadır. Bunlardan literatürde en çok kabul gören ve Alkazar’ın da kullandığı Fanger tarafından türetilmiştir. Ortalama ısıl duyum ve tahmini tatminsizlik yüzdelerinin hesaplanmasını sağlayan bu yöntemde toplam 6 farklı parametre kullanılır. Bunların dördü iç ortam koşullarına aitken, geri kalan iki parametre insanın metabolik ısı üretime ve kıyafetlerin ısıl iletkenliğine bağlıdır.
Mahal içinde termal konfor hesaplanırken bir çok farklı yazılım oldukça hızlı bir şekilde basit bir odanın konforunu analiz edebilir. Bu analizlerde kritik parametrelerden olan hava hızının hesaplanması günümüz bilgisayar gelişmişlik koşullarında dahi nümerik açıdan zor bir konudur.Ortam koşullarına göre değişen 4 parametre sırasıyla; hava hızı, havanın sıcaklığı, ortalama ışınım sıcaklığı ve bağıl nem oranıdır. Termal konfor açısından bir ofis ortamında kullanıcıların yaz döneminde üşümemesi için klima havasının hızı, konfor bölgesi içinde 0.25 m/s üzerinde olmamalıdır. Bu durum elbette psikolojik, fizyolojik ve kültürel alışkanlıklara göre değişiklik gösterecektir. Fakat bir tasarımcı herkes için ideal mahal tasarımı değil, herkes için değişimi karşılayabilme kabiliyetine sahip bir ortam oluşturmalıdır.
Tasarımın ilk aşamada mimari gruplarla pasif sistem için, akabinde mekanik tasarım ekipleriyle aktif sistemler için analiz edilmesinin avantajları vardır. Böylece tasarım niteliği açısından farkındalığın artması ve ihtiyaçların hangi oranda karşılanabileceği sayısal olarak test edilmiş olunur.
Termal konfor mahaldeki iklimlendirmeye bağlı oluşan bir olgu iken iç ortam hava kalitesi havalandırma prensiplerine dayanmaktadır. İç ortam hava kalitesi konforu etkilemesinden önce sağlık açısından da doğru tasarım koşullarını gerektiren bir olgudur. Örneğin çalıştığınız ofiste belirli bir süre sonra baş ağrısı, rahat nefes alıp verememe, konsantrasyon bozukluğu, uyku hali ya da sık hastalanma problemleri yaşıyorsanız verimsiz bir havalandırmanın içinde kalmış olabilirsiniz. Doğal ve mekanik yollarla belirlenmiş havalandırma prensipleri kişi başına bir ortamda çevrilmesi gereken temiz havanın miktarına dayanmaktadır. Örneğin bir ofis ortamındaki karışım havası, temiz hava ile (dış ortam havası) 2-3 defa yer değiştirerek gerekli koşulları yerine getirebilir. Bu döngü sağlanmadığı durumda özellikle iç ortamdaki CO2 ve diğer kirleticilerin (odors, partikül vb.) belirli lokasyonlara yoğunlaşması (tamamen iç ortam tasarımına bağlı da olabilir) iki masa arkanızdaki arkadaşının keyifle çalışırken, sizin bir anda başınızın ağrımasına sebep olabilir.
İç ortam hava kalitesinin zayıflaması, işletmelerin ofis ortamındaki çalışkan üretkenliğini düşürmektedir. Okullarda öğrenciler için algının belirli süre sonrasında zayıflaması da bu sebeple önemli hale gelir. Bir konferans salonunda durduğunuz süre zarfında, gösteri çok iyi olmasına rağmen rahatsız edici mertebedeki havasızlık hissi aynı yere bir daha gitmek istemenizi engelleyecektir.
Alkazar mimari ve mekanik tasarımla eş zamanlı hareket ederek kimi zaman da ürün tedarikçileriyle birlikte (masa, sandalye, dolap vb. yerleşimleri) mahal içinde en ideal hava kalitesinin oluşturulabileceği tasarım şablonlarını görselleştirmektedir.