Bugünlerde müşterilerimizle en çok konuştuğumuz konu; yüksek katlı yapılarda açılır olmayan pencereleri açılır hale getirmek ve doğal havalandırmadan faydalanarak Covid19 riskini azaltmak.
Pandemi döneminde ofislere tekrar dönüş çalışmaları için havalandırmanın önemi bir kez daha ön plandadır. Virüsün yayılma şeklinin sadece damlacık taşınmasıyla ilgili kanıksanmış yaklaşımı, birçok bilim insanının da araştırmasıyla havada askıda kalma yeteneği sonucu, zayıf havalandırma bölgeleri oluştuğunda da ciddi bulaşma potansiyeline sahip olduğu ortaya çıktı. Bu durumda mekanik olarak tüm mahali havalandırmanızın ardından, tekrar temiz hava temin ederek sistemi çalıştırmak ya da mümkün olduğunca pencereleri açarak hava geçişine müsaade etmek kabul edilebilir bir çözüm gibi durur.
Havalandırma konusunda özellikle ameliyathane ya da temiz oda tasarımlarından bildiğimiz üzere, menfezlerden oda içine verilen hava her zaman her bölgede aynı homojenlikte değişerek yolculuğunu tamamlamaz. Bazı bölgelerde saatteki sirkülasyon hızlı yeterli olurken, bazı bölgelerde oldukça fazla basınç kaybına uğrar ve yaşlanır. Bununla birlikte sıradan bir ofisin havaladırma tasarımana bakacak olursak, temiz odalara kıyasla çok daha niteliksiz bir seviyeyede sistem çalıştırılır. Çalışanlar her ne kadar tüm iş saatlerini burada geçirecek olsa da, ilk yatırım maliyetleri, mimari açıdan uygun olmayan menfez yerleşim alanı, gürültü ya da niteliksiz tasarımlar sıralanabilir. Aktif havalandırma sistemini tasarlayan ekipler genelde standartları referans alarak, kapasite hesabıyla karar verirler. Bu tercih de toplam hava değişiminin standarda uygun olmasını sağlarken, her bölgede aynı oranda olmasını temin edemez. Bu sebeple CFD analiz çalışmalarıyla en azından tip mahallerin tasarım yaklaşımlarının test edilmesi fayda sağlar.
Covid19 yayılmasında havanın hareketi kadar, virüs ihtiva eden mahalde ne kadar vakit geçirdiğiniz de son derece önemlidir. Mesela asansörde maruz kaldığınız virüsün etkisi, ofis ortamında tüm gün maruz kaldığınız virüsün etkisinden daha düşüktür. Bu sebeple sosyal mesafe, çok uzun süre aynı ofis ortamında kalmamak ve çalışma alanındaki havanın ölü bölgelerinin olmaması önemlidir.
Aktif sistemde solunan hava maalesef, diğer kullanıcıların da tenefüs ettiği hava olacaktır. CO2 ve diğer kirleticilerin atımı için tasarlanan havalandırma sistemi, havada askıda kalan partiküllerin egzoz edilmesi için yeterli performansı sağlamayabilir.
Tüm bunların paralelinde uygulanabilecek alternatif bir sistem de doğal havalandırmadır. Bu pasif sistem iki temel prensiple çalışır. Rüzgar basıncının oluşturduğu hava hareketleri ya da sıcaklığa bağlı ısınan havanın yükselerek hareket etmesidir. Bu çalışma içerğinde biz ısı değişim faktörünü ihmal ediyoruz. Çalışmada sunduğumuz içerik farklı hâkim rüzgâr yönlerinde, cephede oluşan basınç farklılıklarıyla pencereden içeri giren havanın oluşturduğu dağılım analiz edilmesiyle ilgilidir. Hali hazırda açılamayan pencereleri açılır yaptığınızda;
Örneğin çok daha önceden tasarım kararları verilmiş eski bir yüksek katlı yapı için 20. Katta açılır yapılacak rüzgar yükünün oluşturacağı yapısal stresler gözden geçirilmelidir. Buna bağlı açıklık oranlarının belirlenmesiyle yılın kaç günü “iç ortamda talep edilen hava sirkülasyonu sağlanacak” bu durum da irdelenmelidir. Dış ortam havasının doğrudan pencerelerin açılmasıyla iç mahale alınması soğutma dönemlerinde avantaj gibi görünse de, ısıtma dönemlerinde bu durum ciddi dezavantajlara sebebiyet de verecektir. Özellikle enerji tüketimi açısından sızdırmasız ve aynı havayı sürekli iklimlendiren tasarımlarda konu daha da baş ağrıtıcı olmaktadır. Aşağıda sıralanan havalandırmaya paralel daha statik önlemler, örneğin;
Havalandırmada ise HVAC sisteminin mümkün olduğunca daha az türbülans üretmesini engellemek için sıcaklık değişimlerini minimize edecek şekilde, fanları kilitlemek riski düşürmede etken olabilir. Peki ya pencereyi açtığınızda dışarıdan gelen rüzgar, cam kenarında pozitif olan fakat sempton göstermeyen arkadaşınızın soluduğu havayı size doğru taşıdığında ne yapılacak?
Bu durumda da sizin içinde bulunduğunuz mahaldeki yukarıda sıralanan doğal havalandırmayı etkiyen parametrelere göre en fazla hava sirkülasyonu olan noktaya oturmanız önemli hal alacak. Aksi halde hem düşük hava sirkülasyonu hem de kirleticilerin daha fazla beklediği yaşlanmış havanın içinde 8 saatinizi geçirmek sizin için de çok daha yüksek risk barındırır.
Bir yemek restoranında Covid pozitif vakaların zaman geçirmesi, ardından bu restoranın filtrelemeden dış ortama attığı kirli havanın bitişikteki ofisin air intake menfezlerinden içeri girmesi ve ofis çalışanlarının da hasta olması… Belki kötü bir senaryo oluşturduğumuzu düşünebilirsiniz fakat değil, bu durum yaşandı. Bir sonraki blog yazısında bu konuyu ele almaya çalışacağız.