Uluslararası Enerji Ajansı tarafından 2019’da yayınlanan Veri Merkezleri ve Veri İletim Ağları raporunda, 2019’da küresel ölçekte, veri merkezlerinin güç tüketimi yaklaşık 200 terawatt-saat olup dünyada tüketilen toplam elektrik enerjisinin yaklaşık yüzde 0.8’i kadardır. Veri merkezlerinin bu talepkâr tutumlarının giderek artacağı bilinmektedir. Bu oranla ilgili çözüm üretme konusunda kullanılan ekipmanların, aydınlatmanın, veri depolama vb. unsurların elektrik tüketimleriyle, soğutma yüklerini karşılaştırdığımızda bunların nerdeyse %50’lik bir payı olduğunu biliyoruz. Bunları göz önünde bulundurduğumuzda yapılabilecek en makul yaklaşım, tasarımın en verimli ve en az kayıpla çalışmasını sağlamaktır.
Mekanik tasarım ekiplerinin kimi zaman hassas klima cihazlarıyla, bazen VRF ya da VAV vb. sistemlerle soğutma kurguları olur. Havanın hareketiyle en yüksek ısı transferini homojen olarak yapmak esas olandır. Tasarımcının bizden talep ettiği kritik konu basınç kayıplarını minimize ederek, ortam sıcaklığının belirlenmiş derecenin üstüne çıkmaması, hava hızlarının ve genel dağılımının mümkün olduğunca homojen olmasıdır. Her bir rack kabinet ve cihaz tipine göre ısı üretim miktarları bellidir. Mahâle verilebilecek hava soğukluğu ve sistem emiş menfezlerinden toplanan havanın da emiş sıcaklıklarının kritik değerlerinin üzerine çıkmaması, devreye alma sırasında onay için önem arz etmektedir. Veri merkezi CFD ile tasarım performansını irdelemek en pratik çözüm yöntemidir.
Her proje tipi kendi içinde farklılık gösterir. Örneğin kimi zaman kabinetler içindeki cihazların yerleşimleri, tipleri, fan modelleri ya da ızgara yapıları farklı olmaktadır. Hesaplama araçlarının sağladığı en kritik destek, modelleme detayı sayesinde her ayrıntının neredeyse simüle edilebilir olmasıdır. Örneğin yükseltilmiş döşemeli bir sistem kurgusu yapıldığında menfez geçirgenliklerinin sayısal olarak modellenmesi yapılabileceği gibi bazen menfezler olduğu gibi gerçek ölçüleriyle çizilerek de analiz edilebilir. Kabin ön ve arkası menfez detayları, klima cihazlarının çalışma basınç bilgileri (değişken debi/basınç değerleriyle birlikte analiz edilmeli) veya homojen dağıtım için havanın mimari tasarımla basınç kaybı oluşmadan taşınmasının detayları irdelenmelidir.
Sistemin performansının kritize edilmesinde kullanılabilecek akışkan analiz yöntemleri aynı zamanda ilk tasarımın çalışıp/çalışmayacağını da kısa süre içinde cevaplayabilmek için gerekli hale gelmiş metotlardır. Burada sunulan asıl imkân yazılımsal olarak ısı ve akış problemi çözdürmede geometrik ya da fizik olarak herhangi bir sınırlamanın olmadığının farkında olarak, benzersiz tasarımların deneyim ve bu yetkinlikle oluşturulmasıdır.